ÇİZELGE 1

Manisa'da 1991-1993 yıllarında yapılan araştırmaya göre bazı üzüm çeşitlerinin olgunlaşma tarihi,olgunlaşmaya kadar geçen süre ve üzümlerini olgunlaştırıncaya kadarki sıcaklık toplamları

Çeşit

Olgunlaşma Tarihi

Gün sayısı

Sıcaklık Toplamı(C)

Uslu

21 Temmuz

113

2365

Yalova İncisi

27 Temmuz

117

2530

Cardinal

1 Ağustos

123

2670

Perlette

7 Ağustos

133

2895

Yalova Çekirdeksizi

18 Ağustos

139

3175

Hamburg Misketi

16 Ağustos

142

3170

Alphonse

23 Ağustos

146

3280

Royal

21 Ağustos

143

3250

Razakı

13 Eylül

167

3845

Osmanca

11 Eylül

168

3850

İtalia

16 Eylül

169

3865

Ata Sarısı

18 Eylül

166

3870

Kadın Parmağı

21 Eylül

177

4085

Müşküle

29 Eylül

187

4275

Pembe Gemre

4 Ekim

188

4365

ÇİZELGE 2

Bazı üzüm çeşitlerini ürünlerini olgunlaştırabilmeleri için Ankara koşullarında etkili sıcaklık toplamı(EST)isteği.

Üzüm Çeşidi

EST Değeri(gün-derece)

Cardinal

1050

Çavuş

1233

Sultani Çekirdeksiz

1380

Razakı

1449

Alphonse Lavalleé

1497

Pinot Noir

1376

Alicante Bouschet

1398

Narince

1418

Kalecik Karası

1421

Emir

1502

Boğazkere

1525

Adakarası

1529

Öküzgözü

1542


ASMANIN ÜRETİLME ŞEKİLLERİ

1)TOHUM İLE ÜRETİM:
Kalıtsal yapıları nedeni ile tohumda elde edilen bitkiler aldıkları bitkiden farklı özellik gösterirler.Verimlilik ve ürün kalitesi açısından da ana ve babalarından daha farklı özellik gösterirler.İlkbaharda hazırlanan tavalara 4-5 cm derinlikte,50-60 cm aralık ve 6-7 cm mesafe ile ekilirler.En uygun cimlenme sıcaklığı 25 C'dır.
2)DALDIRMA İLE ÜRETİM:
Ana asmadan senelik bir dalı kesmeden toprak içerisinde daldırmak suretiyle yeni bir asma meydana getirilmesidir.Bu uygulama,filoksera ile bulaşık olmayan ya da bu zararlının etkili olmadığı toprak yapısı kumlu olan yerli(aşısız) bağlarda herangi bir nedenle boş kalmış yerlerin doldurulmasında veya yaşlı bir asmanın yerine yenisini elde etmek için kullanılır.Meyveciliğin diğer bölümlerinde çeşitli daldırma şekilleri varsada bağcılıkta en çok adi daldırma yapılır.
YAPILIŞI:
Ana asmada senelik çubuklardan birisi noksan asmanın yerine gelecek kadar uzatılır.Çubuğun iki gözü dışarda kalacak şekilde ve 25-35 cm derinlikte açılan çukurluklar yerleştirilir.Harçlı toprakla örtülmeden önçe çukur içinde kalan kısım ile ana asmaya bağlı olduğu dışta kalan gözler köreltilir.Yanlız çubuğun uç tarafındaki iki göz bırakılır.Sonra çukur içinde kalan bölüm harçlı toprakla örtülür.Ana asmaya bağlı olan kısım köklenme ve gelişme durumuna göre 2-3 yıl sonra kesilerek ana asmadan ayrılır.Bu yöntem filoksera girmiş bağlarda,Amerikan Asma Anaçları ile aşılı olarak tesis edilmiş bağlarda,ağır ve killi topraklarda uygulanmaz.
3)ÇELİK İLE ÜRETİM:
Çelik,uygun koşullar sağlandığında kök ve sürgün oluşturularak yeni bir bitki meydana getirebilen herhangi bir gövde,dal,kök,sürgün veya yaprak parçasıdır.Bağcılıkta ise çelikle üretmede asmanın bir yaşlı dalları kullanılır.
Bağcılıkta çelikle üretmeye 2 amaçla başvurulur;
*Filoksera ile bulaşık olmayan ve toprak yapısı %60 dişli kum içeren alanlarda doğrudan "Yerli Asma Fidanı(Tatlı Çubuk)" üretiminde,
*Filoksera ile bulaşık alanlarda ise aşılı ve aşısız Amerikan Asma Fidanı üretiminde kullanılır.
a)CELİK ALİNİRKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN ÖZELLİKLER:
*Çelikler mutlaka kuvvetli ve sağlıklı gelişme gösteren,aynı zamanda bir yaşlı dallarına iyi olgunlaştıran omcalardan alınmalıdır.
*Zayıf gelişen veya kuraklık,don,dolu zararına uğramış hastalık ve böcek zararı yüzünden yapraklarını kısmen veya tamamen dökmüş yada sürgünleri olgunlaştıramadan soğuk zararına uğramış anaç ve omcalardan çelik alınmamalıdır.
*Aşırı derecede kuvvetli gerlişen omcalardan çelik alınmamalıdır.Yüksek verimli asmalardan çelik alınmalıdır.
*Asmanın yaşlı kısımlarında çıkan obur dallar verimsiz olduğundan çelik alınmamalıdır.
*Çelik alınacak yaşlı dalların boğum araları çeşide özgü normal uzunlukta olmalıdır.Boğum araları çok kısa yada çok uzun olmamalıdır.
*Çelikler 1 yıllık dalları 4-11 boğumlarından alınmalıdır.
b)ÇELİK ALMA ZAMANI:
Asma çelikleri genellikle omcalar dinlenme halinde iken alınır bu dönem sonbaharda yaprakların dökülmesiyle başlar,erken ilkbaharda tomurcukların sürmesine kadar devam eder.En uygunu kış budaması sırasında alınmasıdır.Bu sayede iş güçünden de tasarruf edilir.
c)ÇELİKLERİN HAZIRLANMASI VE MUHAFAZASI:
Aşılı ve aşısız asma fidanı üretiminde kullanılacak anaçlık ve yerli çeşitler yaprak dökümünü izleyen dönemlerden itibaren alınırlar.Alınan çelikler "Asma Çeliği " standardına göre hazırlanırlar.

Çizelge 3: Asma çeliklerinin özellikleri

Çelik Tipi

Boy

Göz Sayısı

Çelik Boyutları

Çap ( mm )

Uzunluk ( cm )

Amerikan

1

3-5

7-10

35-40

2

3-5

4-7

35-40

Yerli

1

3-5

8-10

30-40

2

3-5

5-7

30-40




Yukarıdaki boyutlarda alınan çeliklerin hazırlanması sırasında; alt boğumun hemen altında düz,üst boğumun 1.5-2.0 cm üzerinde ve gözün ters yönünden 45 derece açılı olacak şekilde meyilli kesim yapılır.Bunun yanında çeliklerin soğuk hava depolarında daha uzun süre muhafaza edilebilmeleri mümkündür.
ç)ÇELİKLERDE KÖKLENMEYİ UYARICI UYGULAMALAR:
Yerli asmalardan alınan çelikler amerikan asma çeliklerine göre daha kolay köklendiklerinden,bu çelikler için dikimden önce köklenmeyi uyarıcı uygulamalara çoğunlukla gerek yoktur.Örneğim Nematoda dayanıklı ve oldukca kuvvetli gelişme yeteneği olan Ramsey anaçına ait çelikler çok zor köklenmektedir.
Ç-1)KATLAMA:
Dikim hazırlama çeliklerin 2-3 hafta süre ile 24-25 C sıcaklıkta nemli kum veya talaş içerisinde katlanmaya tabi tutulmaları olumlu sonuç vermektedir.
Ç-2)SUDA BIRAKMA ( ISLATMAT) :
Köklendirilecek veya aşıya hazırlanacak çeliklerin suda bırakılmasıdır.Fidan üretiminde kullanılmak üzere alınan çelikler,18-20 C sıcaklıktaki ılık su içinde uzun süre ( 24-48 saat) veya 45-50 C sıcak suda ( 5-50 dk) tutulmaları şeklindedir ve köklenmeyi olumlu yönde etkilemektedir.
Ç-3) OKSİN UYGULAMARI:
Bitki büyümesini düzenleyen hormanlardan olan oksin grubunun en önemli özenliğinden birisi çeliklerde köklenmeyi uyarmasıdır.Doğal olan Indol-3-Asetik asit (IAA)'in yanı sıra sentetik oksinlerden İndol-3-Bütrik asit(IBA) ve Naftelen Asetik asit ( NAA)'in çeliklerde köklenmeyi uyardığı saptanmıştır.
Bunların en yaygın uygulama şekilleri:
Ç-3-a) YAVAŞ DALDIRMA YÖNTEMLERİ:
Buna göre çeliklerin dipten 2-3 cm'lik kısımları,düşük konsantrasyonlu (seyreltik,500ppm'e kadar) çözeltilere uzun süre (24 saat) tabi tutulur.
Ç-3-b)HIZLI DALDIRMA YÖNTEMİ:
Bu yönteme göre ise,çeliklerin o.5-1 cm'lik kısımları yüksek konsantrasyonlu çözeltilere (eriyiklere) (500ppm'lik üzerinde),çok kısa süre (3 sn) ile tabi tutulur.
Son yıllarda IBA,NAA ve IAA'in değişik oranlarda karıştırılarak kullanılmasından daha iyi sonuç alınmaktadır.

ASMA FİDANI ÜRETİMİ

1)AŞISIZ ASMA FİDANI ÜRETİMİ
a)YERLİ ASMA FİDANI ÜRETİMİ:
Filoksera'nın bulaşmadığı,anaç kullanmaya gerek duyulmayan kumsal (%60 dişli kum) yerlerde yerli asma çeşitleri köklendirilerek veya köklendirilmeden(çelik)bağ tesis edilir.Köklenme sırasında yaz boyunca sulama,çapalama,gübreleme,ot alma gibi bakım işlerine devam edilmelidir.
b)AMERİKAN ASMA FİDANI ÜRETİMİ:
Anaç olarak kullanılmak üzere amerikan asma fidanlıklarından hasat edilen çelikler,uygun şekilde hazırlanıp,dikime kadar muhafıza edilir.Fidanlı toprağı,dikimden önce toprak tavında iken işlenir.Çizi açan pulluklarla 100-150 cm aralıklarla 20 cm derinlige çiziler açılır.Köklenme süresince sulama,ot alma ve gerektiğinde zirai mücadele gibi kültürel işlemler devam eder.Dikim dönemine kadar kum havuzlarında ve soğuk hava depolarında muhafıza edilir.
2)AŞILI ASMA ÜRETİMİ
Bağ tesisinde normal olarak amerikan asma çubuğu dikildiğinde aşıya gelmesi için 1-3 yıla gerek vardır.Daha sonra aşı yapılır gerekli bakım ve kültürel önlemler alınır.Aşı kalemleri çelik alma kriterlerine göre alınıp uygun ortamda aşı zamanına kadar korunmalıdır.
a)AŞI ZAMANI:
Aşılı çeliklerin fidanlık veya sera koşullarında köklendirilmesine göre değişir.Aşılı çeliklerin 3 hafta kaynaştırma 1 haftada katlamada tutulacağı düşünülerek aşılama fidanlar fidanlığa dikilmeden 1-1.5 ay önce yapılmalıdır.Buna göre Ege Bölgesi'nde aşılama,Mart ayının başı ile ortası arasıdır.Sera şartlarında köklendirme yapılacaksa aşılama 2-4 hafta önceye alınmalıdır.
b)AŞI MATERYALİNİN (ANAÇ VE KALEM)HAZIRLANMASI:
Aşı yapılacak anaçlar aşıdan 3-4 gün önce içi su dolu havuzlara konur.Havuzun suyu sık sık değiştirilmelidir.Anaçların uzunluğu 34-40 cm,çapı 7-10 mm olmalıdır.Hazırlanan anaç ve kalemlere,aşıya geçmeden önce,özellikle Agrobacterium vitis'e karşı önlem alarak 50 C 'deki suda,30 dk tutulduktan sonra soğuk su uygulamasının yapılmasında yarar vardır.
c)AŞILAMA TEKNİĞİ(AŞI ODALARINDA):
Aşılamada anaç ve kalem aynı kalınlıkta olmalıdır.2 şekilde aşılama yapılmaktadır;
*Elle Aşılama: "Dilcikli Aşı"yöntemi uygulanmaktadır.İnce ve keskin ağızlı bıcaklarla anaç ve kalem üzerinde meyilli ve pürüzsüz kesitler açılır.Sonra anaç ve kalemde dilcikler açılarak birbirine takılır ve aşılama tamamlanır.Aşı kesiti anaç ve kalem çapının 1.5 katı olmalıdır.
*Makina İle Aşılama:Son yıllarda denişik sistemlerle çalışan değişik tiplerde aşı makineleri geliştirilmiştir.Bunlar elle veya ayakla kumanda edilerek mekanik,pnömatik veya elektronik olarak çalıştırılabilmekte ve kaleme anaça otomatik olarak takılabilmektedir.Makina ile ise saatte 700-800'e kadar aşı yapılabilmektedir.
ç)PARAFİNLEME:
Aşılamadan sonra aşı noktasından su kaybı olmaktadır.Bunun önlenmesi ve aşı yerinde ortaya çıkabilecek enfeksiyonlara karşı,parafinleme yapılmaktadır.Aşı çubuklar,değişik ısılarda eritilen parafinlere aşı yerini örtecek kadar batırılır.
d)KATLAMA:
Aşılı çelikler parafinlekdikten sonra değişik boyutlardaki ahşap veya plastik sandıklar içinde nemli talaş,perlit,hatta kum gibi materyalleri saf veya karışım halinde kullanarak katlama yapılır.Aşı yerlerine kuru veya az nemli toz talaş,bunun üzerine de yine nemli talaş doldurularak katlama işlemi tamamlanır.
e)AŞILARIN KAYNAŞTIRILMASI:
Aşılı çeliklerin fidanlık ve seraya dikilmeden önce,aşı yerlerinde sağlıklı ve çepeçevre kallus oluşması(kaynaşma)gerekir.Yüksek sıcaklardan(28-30C)kof kallus oluşumuna neden olacağından kaçınılmalıdır.Bu arada havalandırmada sık sık yapılmalıdır.Böyleçe köklendirme paraseline alınan çelikler şok yaşamazlar.
f)AŞILI ÇELİKLERİN KÖKLENDİRİLMESİ:
Aşı yerinde yeterli kaynaşma yani kallus oluşturan aşılı çelikler fidanlık veya sera koşullarında köklendirilirler.
*Findalıkta(Açıkta) Köklendirme:Katlaması yapılmış ve dış ortama alıştırılmış aşılı çelikler yeniden gözden geçirilerek anaç kısmında iyi körertirilmediği için sürmüş sürgünler varsa alınır.
*Hendek Dikim:80 cm genişliğinde birer tarafı meyilli 2 bel derinliğinde açılan hendeklere aşılı çelikler,meyilli tarafa 8-10 cm ara ile dikilirler.Alttan 1/3'lük kısmı harçlı toprakla doldurulup sulanır.
*Tepe Dikim:Bullukla çiziler açılarak aşılı çelikten 1/3'ü toprak altında,2/3 toprağın üzerinde olacak şekilde dikilir.
g)SERADA KAPLI(TÜPLÜ) FİDAN ÜRETİMİ:
Bazı Amerikan Asma Anaçlarının çelikleri zor köklenmektedir.Aşılı çelikler uygun ortamlarda kaynaştırıldıktan sonra köklendirme işlemi sera ortamında yapılmaktadır.Aşılı çelikler Mart ayının 2. yarısında serada köklendirmeye alınmalıdır.

ARAZİDE AŞI TEKNİĞİ

1)KALEM AŞILARI:
Anaç 1 veya daha yaşlı, kalemler ise 1 yaşlı olmalıdır. Anaç-kalem dinlenme devresindedir. Anacın yaş ve kalınlığa göre değişen bir aşı şekli uygulanır. Aşı kalemi alınacak asmalar mutlaka verim döneminde işaretlenmelidir. Aksi halde istenmeyen bir asmadan kalem alınarak onun bütün özellikleri aktarılmış olacaktır. Sonbahar ilk donlarından sonra iyi odunlaşmış sürgünlerden dinlenme döneminde alınan kalemler nemli kumlu veya talaş içerisinde katlanarak aşı zamanına kadar saklanabilir. En iyisi polietilen torbalarda nemli soğuk hava deposunda + 4-7 C de saklamaktır. Aşı zamanı, yapılacak aşı çeşide ve iklime göre değişir. Kalem aşıları Şubat-Nisan aylarında Marmara bölgesinde nisan sonuna kadar yapılabilir. Kalem aşıları yerinde aşılarda ve fidan üretimi amacıyla yapılan masa aşılarında en çok kullanılan aşı grubudur. Kalem aşıları, dinlenme devresinde bulunan odunlaşmış kabuk parçasının (1 veya 2 gözlü) çeşitli şekillerde anaca takılması şeklinde tanımlanabilir.
a)YARMA AŞI:
1-3 yaşlı anaçların aşılanmasında ve çapı 3 cm ye kadar olan anaçlara uygulanır.
b)KAKMA AŞI:
1-3 yaşlı anaçların aşılanmasında ve çapı 3cm yi geçen anaçlarda uygulanır. Dilcikli (İngiliz) aşısıda eşit kalınlıkta anaç ve kaleme yapılır. Fazla beceri ister. Kesit yüzeyinin pürüzsüz olması gereklidir. Sıkı sıkıya teması sağlanmalıdır. Masa başında yapılan aşılarda aşılı köklü fidan üretimi amacıyla Omega aşısı yapan makineler kullanılır. Saatte 400 aşı yapılabilmektedir. Omega aşıda temas yüzeyi çoktur. Ayrıca anaca sıkıca tutturulabilmektedir. Bunların dışında bazı kalem aşılarıda bulunup bunlar yaygın kullanılmazlar.
2)GÖZ AŞILARI:
Göz aşısı için iyi odunlaşmış durgun göz ve gelişme devresinde (yapraklı) bir anaç veya çeşit gereklidir. Kış devresinde alınan aşı kalemleri nemli ortamda + 4-7 C de uzun süre saklanabilir. Göz aşısı Ağustos-Eylül veya ilkbaharda yapılır. Yaz sonu veya sonbaharda yapılan aşılarda göz aynı yıl oluşmuş ve olgunlaşmış çubuklardan alınır. Bu aşılar yaşlı gövde üst kısımdan kesilerek göz ve T göz aşılarıyla aşılanır. Yongalı göz, kesim yerinin altında yaşlı kabuk kaldırılarak yapılır. Aşılanan asmanın gövdesi ve kökleri çok kuvvetli ve de yedek besin depoladığından aşı sürgünleri kuvvetli gelişir. Bu dönemde kırılmamaları için ipe ve desteğe alınmaları gerekir. Aşıdan sonraki yıl ürün almak mümkün olur.
a)YONGALI GÖZ AŞISI:
Yarma aşı döneminin yağışlı geçtiği ve aşı tutumunu olumsuz etkilediği yörelerde 1-2 yaşlı anaç fidanlarının aşılamasında da kullanılır. Aşı sürgünü bakımının da ihmal edilmemesi gerekir. Bu amaçla düzgün ve dik bir gövde oluşturmaya çalışmalı,uygun bir terbiye sistemi verilmelidir. Göz kalemden, gözün 0. 5-1 cm altından 40 0 meyilli bir kesitle alınır. Gözün 1-1,5 cm. üzerinden ikinci bir kesimle bir miktar odun dokusu ile beraber göz çıkarılır. Anaçta da aynı şekilde yuva açılır. Anaçta çıkan yonganın yerine kalemden alınan yongalı göz bir kenara yanaşık olarak yerleştirilir. Hafif elastik plastik aşı bağı ile önce üstten 2-3 kez sarılarak bağlanır. Göz açıkta bırakılarak 2-3 sargıda alttan bağlanır. Uyanmamış göz bulmak şartı ile bu aşılar Mayıs sonundan Ekim ayına kadar yapılabilir. Sonbahardaki aşılarda aynı yıl süren sürgünlerin yaprak diplerindeki gözlerde kullanılabilir.Tutmayan aşıları 2-3 haftada anlamak mümkün olup tutmayan aşıların yerine yenileri yapılabilir.Özellikle çeşit değiştirmede yongalı göz aşısı Mayıstan Eylüle kadar (yüksek tutma oranıyla) kullanılmaktadır.

DİKİM TEKNİĞİ

Bağ kurmaya karar verdikten sonra arazimizin toprak tahliline göre gerekli miktarlarda organik madde takviyesi yapılır ve pH sorunu varsa giderilir. Bağ tesisi sayfasındaki temel işlemleri yaptıktan sonra işaretlemeye geçilir. İşaretleme işleminin büyük bir özenle yapılması gerekir. Aksi halde ileride sıradan sapan fidanlar yapılacak bakım işlerinde sorun oluştururlar. Dikimden önce dönüme 3-4 ton kadar yanmış çiftlik gübresi verilmesi tavsiye edilir. Sonra dikim çukurları açılır (3X2m veya 3X3 m gibi). Dikim aralık ve mesafesi bölgeye, yetiştiriciliğin türüne ve terbiye sistemimize göre farklılık arzedebilir. Çukurlar açılırkende mutlaka aynı hizada açmak gerekir. Bu amaçla 3-4-5 üçgeni kullanılabilir.

Dikilecek fidanların tercihen aşılı olması, mutlaka kaynağı bilinen bir yerden alınmış, hastalıksız ve ismine doğru olması gerekir. Kaynağı ve orjini bilinmeyen fidanlar hiçbir zaman tavsiye edilmez. Fidanların söküldükten sonra dikim aşamasına kadar nemli bir ortamda muhafaza edilmesi ve aşırı sıcak veya soğuğa bırakılamaması gerekir. Aksi halde donabileceği gibi aşırı sıcaklardada gözler patlayarak kök faaliyeti başlayacak ve dikimde tutma oranı azalacaktır. Tüplü fadanları dikerken fazla bir işlem yapılmasına gerek yok iken tüpsüz fidanlarda dikim budaması yapılması gerekir. Poşet içindeki tüplü fidanların poşeti yırtılarak aynı derinliğe(aşı noktası toprak üstinde kalacak şekilde) dikilirler. Tüplü fidanların tutma oranı daha yüksektir. Tüpsüz fidanları dikmeden önce mutlaka yandaki resimde görüldüğü şekilde bir dikim budaması yapılması gerekir. Buradaki ana amaç üst kısımda 2-3 göz bırakarak bunların güçlü bir biçimde sürmesini sağlamak ve ileride şekil verirken bunlardan güçlü gelişeni kullanmaktır. Ayrıca köklerdeki yan sürgünlerde temizlenip dip köklerinde ucu alınarak yara ve enfeksiyon kapan kısımların temizlenmesi amaçlanır.Üst aksamda 2 veya 3 göz bırakarak gerisi kesilip atılır. Bu işlem tüplü fidanların üst kısımlarınada yapılır. Köklerin ise yandakiler dipten uçtakiler ise uçlarından kesilip çıkartılırlar. Bu işlemden sonra fidanalrın bir fungusit içeren (Captan veya benzeri) çözeltiye daldırılarak dikilmesi mantari hastalıkları önlemek açısından yararlı olur.

Budama işlemlerini yaparkende bir fidandan diğerine geçerken budama makaslarını mutlaka alkol veya ateş ile sterilize etmek gerekir. Aksi halde bir fidanda bulunan hastalık diğerine budama makası ile taşınabilir. Dikim işlemi sırasında ayrıca aşı noktasından tutmamalı ve bu noktanın fazla oynamasına dikkat etmelidir. Aksi halde aşı yerinden oynayıp kopabilir.

Fidanları dikerken bir işaret kazığı kullanmak gerekir. Bu kazığın ortasına gelecek şekilde fidanlar dikim çukuruna yerleştirilir. Aşı noktası toprak seviyesinden yaklaşık 10-15 cm yukarıya gelecek şekilde dikilir. Köklerin dikim çukuruna iyice yayılmasına özen gösterilir (resimlerde olduğu gibi).
Gözlerin bulunduğu kısımdan fakat gözlerin gelişmesine engel olmayacak şekilde bir herek dikilir. Eğer destek sistemi birkaç yıl oluşturulmayacak ise bu hereğin yerden 1,5 m yükseklikte ve yeterli kalınlıkta olması gerekir. Fidanların hereğe 8 şeklinde fazla sıkmadan bir pamuklu ip ile bağlanması gerekir.Bazen kışın soğuk geçtiği bölgelerde don tehlikesine karşı fidanlar ve ileriki yıllardada asmalar toprakla örtülür ve don tehlikesi geçtikten sonra açılırlar. Bunun yerine gövde yüksekliğini arttırmak ve güneye bakan hafif meyilli yerleri seçmek daha doğru olur. Dikimden sonra damla sulama sisteminin kurulması gerekir. Eğer kurma şansı yok ise mutlaka 1-2 hafta ara ile fidanlar tutana kadar 2-3 sefer can suyu mahiyetinde sulama yapılmalıdır. Kaliteli ve verimli bir bağcılık için damla sulama sisteminin bağ tesisi ile birlikte kurulması gerekir.İlkbaharda gözler patlayıp sürgünler gelişmeye başlayınca bu sürgünlerin hereğe bağlanarak kırılmaları engellenmelidir. Gelişme durumuna göre patlayan gözlerden en iyi gelişen sürgün ana dal olarak seçilir ve diğerleri dipten kesilir. Oluşturan destek sistemiyle birlikte seçilen ana dalın ilk telin hizasına gelinceye kadar gelişmesine izin verilir. Tel hizasına gelince ucu alınarak bu noktadan sonra 2 sürgün gelişmesi sağlanır. Bu sürgünler sağa ve sola yatırılarak asmaya nihayi şekli verilir.Son Yıllarda Jiffy pot denilen hammaddesi kokos olan organik materyalden üretilmiş saksılarda yetiştirlen fidanlarda büyük oranda üretilmeye başlanmış olup, bu tüplü jiffy potlardaki fidanların dikimleri çok kolay olmaktadır (Yandaki resim).

TERBİYE SİSTEMLERİ


Terbiye şekli gövde, çok ve tek yıllık dallarla sürgünlerin yer, şekil, yön ve sayılarını ifade eder. Terbiye şeklini baştan belirlemeli ve ilk yılda başlanarak doğru şekilde oluşturulmalıdır. Aksi halde hem asmada geniş yaralar açılacak, hemde emek ve ürün kaybına neden olunacaktır. Asmalara terbiye şekli, omcalara çevre koşullarının olumsuz etkilerini en aza indirebilmek amacıyla uygulanır. Üzümlerin farklı verim ve gelişme özellikleri nedeniyle farklı terbiye şekilleri geliştirilmiştir.Yurdumuzda yaygın olarak kullanılan Goble terbiye şeklinin yerini telli terbiye şekilleri almıştır. Asmalar bir veya daha fazla geçirilen tellerle ve direklerle desteklenirler. Bu durumda asmalar sıra üzerinde gelişir,eni ve yüksekliği değişen bir duvar görünümü alır . Ayrıca duvar görünümünden farklı olarak Çardak,T ve Y şekli gibi değişik terbiye şekilleride uygulanmaktadır. Yandaki resimlerde bölgelere göre uygun destek sistemlerinin resmi şamatize edilmiştir.Günümüzde destek sistemini oluştururken çok farklı materyaller kullanılabilmektedir. Bunlardan ahşap, beton, demir olanları en yaygın olarak kullanılanlarıdır.Telli terbiye şekillerini uygularken kullanılan direklerin ve tellerin belirli sağlamlıkta olmasına özen göstermek gerekir. Telli terbiye şekillerinden uygun olanının seçiminde; çeşit, iklim, toprak ve makine kullanımı gibi unsurlar etkili olur. Uygulanması yaygın ve kolay olan şekillerin 2 grup altında toplanması mümkündür.1.Sabit kordon terbiye şekilleri (kısa, orta ve uzun budama uygulanabilir)2.Yıllık kordon terbiye şekilleri (guyot, bükülmüş guyot, telli goble, Avustralya sistemi, büyük T)Sabit Kordon Terbiye ŞekliBu sistemde gövde yüksekliği yerden 80-120 cm arasında değişir. İlk terbiye sırasında yatırılına iki ana dal sabit hale gelir ve bunun üzerinden yıllık sürgünler budanır. Teller yaklaşık 40 cm ara ile 2 veya 3 sıra olur. Bu telleri çift geçirmek bağlama işini ortadan kaldırır. Bu sistemde alt telin altında gelişen sürgünlerin tamamı çıkartılır ve istediğimiz sürgünlerinde (Üst tele ulaşınca boyları)100-140 cm ye ulaşınca boyların uçları alınır. Oluşan sürgünler önceleri dik veya 45 derece eğimli büyütülür. Sonra yatırılır. Tek kollu sabit kordon şeklinde kolun tel üzerindeki uzunluğu sıra üzeri mesafesinden 15-25 cm kısa olur. Sabit kordon şekillerinde değişik budamalar uygulanabilir.Yıllık Kordon Terbiye Şekilleri:Bu sistemde belli yükseklikteki gövdenin üzerinde baş oluşturulur ve buradan terbiye sistemi uygulanır. Buradan 10-15 cm kısa 2 yaşlı budama başları bırakılır. Bunlardan çıkan 1 yaşlı odunlaşmış çubuklar uzun veya karışık budanır. Çubuk sayı ve uzunluğu çeşit, asmanın gelişme durumu, iklim, mekanizasyon gibi genelde asma terbiyesini etkileyen etmenlere bağlıdır. Yıllık kordon terbiye şekilleri daha çok uzun budama isteyen çeşitlere uygundur. Dip gözleri az verimli olan çeşitlerin ürün çubukları uzun (6 gözden fazla) bırakılır. Ancak çubuk uzunluğu arttıkça dip gözlerin sürme oranı azalacak ve bu uzun gözlerin çoğu uyanmadan kalacaktır. Bu durumda karışık budama yapılmalısı tavsiye edilir. Uzun ürün çubuklarının altında 2-3 gözlü yedek çubuk bırakılır. Böyle uzun ve kısa çubukların beraber oluşturuldukları budama sistemi GUYOT olarak adlandırılır. Bu şekilde budanan asmalarda çubukların sayı ve yerleri sürgünlerin yerlerine göre çeşitli terbiye şekilleri geliştirilmiştir.

TOPRAK-İKLİM

İKLİM:

Bir yerde bağ kurmadan önce o yerin ekolojik verilerinin çok iyi incelenmesi gerekir. Özellikle örtü altında bağcılık yapmak için bu değerlerin ayrıca iyi değerlendirilmesi gerekir. Aksi halde yanlış yer ve yöney seçimi ileride telafisi imkansız problemlere sebep olabilir. Bağcılık açısından öncelikle şu kriterlerin incelenmesi gerekir. - Sıcaklık ve Don Olayları- Güneşlenme- Yağış ve Hava Nemi- RüzgarNemli bölgelerde (Marmara ve Trakya gibi) bağ kuracağımız zaman öncelikle güneye bakan hafif meyilli yerleri tercih etmemiz doğru olur. Asma güneşi çok seven bir bitkidir. Yeterli güneşlenme aynı zamanda mantari hastalık riskini azaltması sebebiyle tercih edilmektedir. Bu sebeple iyi güneş alan yerler bağcılık ve özelliklede sofralık üzüm için daha uygundur. Asma yapraklarının şeker ve nişasta üretimi ışık yaprağa dik geldikçe artmaktadır. Doğrudan güneş alan yapraklar yarı gölge ve tam gölge olanlara nazaran 2-3 kat daha fazla şeker üretmektedir.Çok şiddetli olmayan rüzgarlarda havalanmaya yardım etmesi sebebiyle arzu edilir. Asmada sürgün gelişmesi 10 oC ve üzerinde olması sebebiyle bir yerin bağcılık açısından uygun olup olmadığı yıllık sıcaklık toplamı ortalamasının en az 10 oC olması ile anlaşılır.Üzümlerin olgulaşabilmesi için yıllık sıcaklık toplamının en az 1600 gün-derece olması gerekir. Bu günlük sıcaklıkların 10 oC ve üzerinde olduğu asmanın yapraklı dönemindeki sıcaklıklar toplamıdır. - Erkenci çeşitlerin sıcaklık toplamı isteği en az 1600-2000 gün-derece- Geççi çeşitlerin sıcaklık toplamı isteği en az 3000 gün-derece olmalıdırSonbahar donları erken yaprak dökümüne ve sonuçta yetersiz depo maddesi birikimine neden olur. Kış donlarında ise asmanın üzerinde olgunlaşmamış yeşil organ bulunmadığı için gövde-kollar ve kökler donma noktası ile vejetasyon sıfırı arasındaki düşük sıcaklıklardan zarar görmezler. Yani -15 ila -20 C ye kadar dayanabilirler. İç Anadolu ve Doğu Anadolunun bazı bölgelerinde omcalar yerden taçlandırılır. Kışa girilirken asma budanır ve üzeri toprakla örtülür. Böylece asma kışın şiddetli soğuklarından korunur. Özellikle bağcılıkta ilkbahar donları ve geç kış donları zararlı olur. Gözlerin büyümeye başladığı hatta sürgünlerin 15-20 cm yi bulduğu vejetasyon devresinde de don olayı olabilir. Bu donların etkisi sıcaklığın süresine ve derecesine bağlıdır. Özellikle ilkbahar son donlarına karşı dikkatli olunmalıdır. Dondan koruyucu önlemler almalıdır. Bu önlemler;a- Bağları meyilli arazilerde kurmakb- Gövde yüksekliğini 1 m nin üzerine çıkarmakc- Sulama yapmakd- Ot saman yakmake- Budamayı geç yapmakAsmanın sürgünleri ve çiçek somakları 0 C nin altında zarar görürler. Zarar görme derecesi; soğuk havasının etkileme süresine, çeşide, dondan önceki ve sonraki gündüz sıcaklığına, büyüme hızına en fazlada düşük sıcaklık derecesine bağlıdır. -3 C ve altında bütün yeşil organlar, hatta yarı açılmış gözler donarak ölür. Yukarıdaki resim bağı yamaç bir araziye kurmanın ve gövde yüksekliğini arttırmanın dondan korunmada ne derece etkili olduğunu göstermektedir. Ova kısımda sıcaklık -3,5 / -4 C kadar düşmesine karşılık yamaçtaki gövde yüksekliği en az 1 m olan bağımızda ise taze sürgünlerin bulunduğu kısımda sıcaklık +1 C civarındadır. Bu durum bize yer ve yöney seçimi ile uygulanacak terbiye sisteminin dondan korunmada çok etkili olduğunu göstermektedir.Budama yapılmamış asmalarda en uçtaki gözler en erken uyanırlar. Asmaların erken uyanması ilkbahar geç donlarının olduğu bölgelerde istenmez. Vejetasyon devresinde özellikle çiçeklenme zamanında asma optimum bir sıcaklık ister, serin havalarda çiçeklenme zamanı uzar, döllenme kötü olur, salkımda tane ve çiçek silkmesi olur, boncuklanma ve silkme fazla görülür.Bağda bilinçli bir sulama ve zamanında yağış üzüm verim ve kalitesini arttırır. İlkbaharda yağan yoğun yağmurlar ve aşırı hava nemi ile külleme ve mildiyö gibi mantari hastalıkların arttığı görülür buda mücadeleyi zorlaştırır. Olgunlaşma zamanında da botrytis nedeniyle salkımlarda çürüme olur. Yine çiçeklenme zamanı görülen yağışlar (özellikle yabancı döllenmeyi gerektiren çeşitlerde) çiçekte dişicik tepesinde bulunan şekerli sıvıyı yıkayarak polen çimlenmesini ve döllenmeyi engeller. Bunun sonunda tane gelişemez,asmada silkme artar, boncuklanma görülür. Kurutmalık üzümlerde de kurutma zamanı üzümler ıslanırsa kuru üzüm kalitesi düşer.

TOPRAK:

Bağ kurulacak yerin toprağının öncelikle yapısını ve besin maddesi içeriğini anlamak amacıyla tahlilinin mutlaka yapılması gerekir. Ayrıca örnek alırkende mutlaka 3 farklı derinlikten alınan farklı örnekler kendi içinde karıştırılıp içinden 1 kg örnek analiz ettirilmelidir. Ağır bünyeli ve killi topraklar bağcılıkta çok fazla arzu edilmez. Bu gibi topraklarda ileride kök çürüklüklerinin görülme ihtimali yüksektir. Ayrıca besin maddelerinin almıda arzu edilen seviyede olmaz. Bu gibi ağır bünyeli toprakların çeşitli organik maddelerle ıslah edilmesi uygun olur. Bu amaçla çiftlik gübresi, yeşil gübreler veya diğer organik kökenli gübreler kullanmak gerekir.Toprağın pH sıda yüksek veya düşük olması halinde nötr seviyeye getirmek için gereken uygulamalar yapılır. Yüksek taban suyu olan yerlerdede bağ tesisinde önce uygun bir drenaj sağlanmalıdır.Erkenci yetiştircilik yapılacak yerlerde hafif kumsal yapıdaki topraklar sofralık yetiştiricilikte tercih edilmelidir. Ancak kurutmalık ve şaraplık yetiştiricilikte her çeşit için farklı toprak tipleri uygun olabilir. Ayrıca her toprak tipine uygun anaç bulunmaktadır. Ancak bu anaçların hepsinin bu çeşitler ile uyuşması iyi olamayabilir. Bu sebeple önceden yapılmış deneme sonuçlarının çeşit ve anaç seçiminde dikkate alınması gerekir. bağ yeri seçiminde ekoloji ile birlikte mutlaka toprakta değerlendirilmelidir. Uygun olmayan yerlerde bağ kurulması halinde çok büyük harcamalar gerekebileceği gibi arzu edilen sonuçlarda elde edilemeyebilir.

SULAMA

AÇIKLAMA:
Bağların sulanması konusu, özellikle yurdumuzda sulama sistemlerinin giderek yaygınlaşması nedeniyle önem kazanmaktadır. Asmanın büyüyüp gelişmesi için topraktaki su miktarının daimi solma noktasının üstünde olması gerekir. Asmanın hızlı gelişme devresi olan mayıs-haziran ayları ile salkımların ben düşme zamanında (Temmuz ) kök bölgesinde yeterli su bulunmadığı hallerde omcaların gelişmesi yavaşlar, yapraklar pörsür ve renkleri solar. Salkımlardaki taneler normal iriliklerini alamaz ve rengi donuklaşır, üzerlerinde güneş yanıkları artar. Böyle durumlarla karşılaşınca bağın suya ihtiyacı olduğu anlaşılmalıdır. Kış yağmurları normal düşmüşse toprak tarafından tutulmuş olan su bağların bahar gelişmesine yeterli olmaktadır. Sulama imkanı olan taban bağlarda iki defa sulama ve sulamalardan sonra tava gelince toprak işleme çok iyi sonuç vermektedir. Kışın kurak geçmesi halinde bir de bağlar uyanmadan önce bir su verilip ardından toprak işleme yapılması yerinde olur. Bölgemizde gerek su kaynaklarının kıtlığı, gerek bağ alanlarının eğimi ve gerekse halkın ön yargısı nedeniyle bağlarda sulama yapılmadığı görülmektedir. Ancak, yeni dikilen bağlarda yılda 2-3 defa sulama yapıldığı gözlenmiştir. Oysa Güneydoğu Anadolu Projesi içinde yer alan bölgemizde ilkbahar ve yazın kurak geçtiği düşünülürse bağların sulanmasının zorunlu olduğu anlaşılacaktır. Bu nedenle özellikle Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında 3-6 kere iklim durumuna göre sulama yapılması uygundur. Bağlarda çiçeklenmenin hemen sonrasında ve tanelere ben düşme başlangıcında sulamaya özellikle dikkat etmek gerekir. Kurutmalık ve şaraplık bağlarda ise meyvenin olgunlaşmasından 3-4 hafta önce sulama kesilmelidir. Bağa verilecek su miktarı iklime, toprağa ve çeşide göre değişiklik gösterir. Toprağın üstten 60-70 cm'lik kısmı suya doymalıdır. Bunu anlayabilmek üzere sulama yapıldıktan sonra bir demir çubuk toprağa batırılmalı ve rahatça ilerlediği derinlik suyun işleme seviyesi olarak kabul edilmelidir. Karığın suyla doldurularak suyun sıra sonuna ulaşması da verilecek su miktarının yeterliliğinin tesbitinde bir ölçü olarak kullanılmaktadır. Yurdumuzda bağlarda sulama çoğunlukla karık usulüyle yapılmaktadır. Ancak son yıllarda damla sulama ve sprink yöntemi ile bağların sulanması önem kazanmıştır. ,
YÜZEY SULAMA:YAGMURLA SULAMA YÖNTEMİ:
Yüzeyi düzgün olmayan, eğimi fazla, infiltrasyon (su alma) hızı yüksek arazilerde yüzey sulama yöntemlerinin uygulanması randımanlı olmamaktadır.Yine su alma hızı yüksek olan topraklarda, akış uzunluğunu azalması nedeniyle yüzey sulama ekonomik olmamaktadır. Bu gibi topraklarda ideal sulama yağmurlama sulamadır. Bunun gibi bazı durumlarda göz önünde bulundurularak ve sağladığı bir çok avantajlardan dolayı yağmurlama sulama yöntemi özellikle gelişmiş ülkelerde geniş uygulama alanı bulmuştur.
YAĞMURLAMA SULAMA YÖNTEMİ NEDİR:
Suyu toprak yüzeyine belirli bir basınç altında ince damlacıklar biçiminde, yağmur şeklinde püskürten meme veya başlıkların yer aldığı borulardan oluşan sisteme "Yağmurlama Sulama Yöntemi" adı verilir.Yağmurlama sulamada su, basınç altında yağmurlama başlıklarına iletilerek yapay bir yağmur halinde arazi yüzeyine uygulanır. Suyu toprağa yağmur şeklinde püskürten meme ve başlıklardan oluşan sisteme yağmurlama denir. Yöntemin uygulanabilmesi için ana boru ve lateral hatlardan oluşan bir su iletim sistemine ve basıncı sağlayan bir sisteme gerek vardır. Basınç genellikle pompaj birimi ile sağlanmaktadır. Sistemi yağmurlama başlıkları tamamlar. Sulanacak bitkiye, toprağa ve ekonomik koşullara bağlı olarak değişik tiplerde yağmurlama başlığı kullanılır.Değişik tip yağmurlama başlıkları.
YAĞMURLAMA SULAMA YÖNTEMİNİN UYGULAMA KOŞULLARI NELERDİR:
Yağmurlama sulama sistemleri uygun biçimde işletilirse sulama suyu ihtiyaçları yüzey sulamalara göre önemli ölçüde az olmaktadır. Özellikle yüzeyi düzgün olmayan, eğimli, sızdırma hızı yüksek olanlarda, sığ köklü bitkilerin sulanmasında başarılı sonuçlar vermektedir. Yağmurlama sulama yönteminde, belirli bir ilk yatırım ve enerji giderleri gereklidir. Bu giderler yöntem uygulanarak, tarımsal ürün artışıyla karşılanabilirse yağmurlama sulama sistemleri gelişebilir. Yağmurlama sulama yöntemleri daha az işçilik gerektirdikleri için, işçiliğin pahalı olduğu yerlerde geniş uygulama alanı bulmuşlardır.Enerji maliyetlerinin yüksekliği ve bakım-onarım yönünden bazı sorunlar bulunması sistemin en önemli dezavantajlarıdır. Yağmurlama sistemlerinin enerji yönünden bazı dezavantajları vardır.
YAĞMURLAMA SULAMA YÖNTEMLERİNİN İŞLETME SİSTEMLERİ NELERDİR:
1. Taşınabilir Sistemler: Bu sistemde motopomp ünitesi ana boru ve lateraller taşınabilmektedir. Yurdumuzda en yaygın uygulanan bu sistemdir.
2. Yarı Taşınabilir Sistemler:
Motopomp ünitesi ve anaboru hattı sabit, lateraller hareketlidir. Genelde anaboru hattı toprak altına gömülüdür. Bu sistem meyve ve sebzeliklerin sulanmasında geniş ölçüde kullanılmaktadır.
3. Taşınmayan (Sabit) Sistemler:
Bu sistemde motopomp, anaboru ve lateraller sabittir. Yağmurlama sistemleri az işçilik gerektirdiği için işçiliğin pahalı olduğu yerlerde geniş olarak kullanılır. Son yıllarda yağmurlama sulama unsurlarından boru hatları ve yağmurlama başlıklarında önemli değişiklikler olmuştur. Kullanılan sistem daha ucuza mal edilmeğe başlanmış, kullanım kolaylığı sağlanmış böylece de daha yaygın uygulamaya başlanmıştır. Yağmurlama sulama yönteminin uygulanmasında yağmurlama başlıkları da çok önemlidir. Geniş ıslatma çaplarına sahip olan büyük (gün) yağmurlama başlıkları uygulamada tercih edilirler. Ancak bunlar yüksek işletme basınçlarında iyi sonuç vermektedirler. İşletme basıncı yüksek olmayan olanlarda uygulanırsa toprak ve bitkide zararlı etkenler ortaya çıkabilmektedir.Enerji maliyetlerinin çok yükselmesi sonucu, düşük basınçla çalışabilecek biçimde Sprink denilen küçük yağmurlama başlıkları geliştirilerek kullanılmağa başlanmıştır. Meyve bahçeleri, bağ, sera bitkilerinin sulanmasında yaygın olarak kullanılmaktadır. Suyun yalnız küçük başlıklar çevresine uygulanması ile su tasarrufu sağlarlar.
YAĞMURLAMA SULAMA YÖNTEMİUYGULAMASINDA NELER BİLİNMELİDİR:
Yağmurlama sulama yöntemlerinin özellikle projelendirilmesiyle gerekli olan bilgiler şunlardır:
1. Toprakların kullanılabilir su tutma kapasitesi:
Bitkiler, toprakta tarla kapasitesi ile devamlı solma noktası arasında bulunan sudan yararlanabilirler. Bu nem miktarına, toprakların "kullanılabilir su tutma kapasitesi" veya "elverişli kapasite"denir. Buda toprağın bünyesine göre değişmektedir. 2. Bitkilerin Etkili Kök Derinlikleri:
Bitkilerin normal gelişmeleri için ihtiyaç duydukları suyun % 80 inin alındığı kök derinliğine "Etkili Kök Derinliği" denir. Bu değer sulamada ıslatılacak toprak derinliğini oluşturur ve bitki çeşidine göre genellikle 30- 180 santimetre arasında değişir. 3Ürünler için sulama suyu ihtiyaçları:
Ürünler Bir defada verilecek.Su miktarı Sulama (Ha/mm) ( Ha/m3 ) Sulama sayısı aralıkları(gün) Tahıllar 100-150 1000-1500 2-3 20-30,Sebzeler 20-70 200-700 12-20 5-10,Meyvelikler 70-100 700-1000 4-5 20-25,Fidanlıklar 50-80 500-800 8-10 10-15,Yonca 100-125 1000-1250 4-8 20-30
4. Toprakların Su Alma (İnfiltrasyon) Hızları: Toprakların su alma hızının bilinmesi sulamada önemlidir. Toprağın su alma hızına; toprağın yapı ve bünyesi, topraktaki organik madde miktarı, nem miktarı, bitki örtüsü, arazinin eğimi, uygulanan sulama yöntemi, toprağın sıkışması ve çatlaması, toprakta ve suda bulunan tuzların cinsi ve miktarı gibi sebepler etki eder.
YAĞMURLAMA SULAMA YÖNTEMLERİ:
Yağmurlama sulama metodunun, yüzeysel sulama metotlarına göre üstünleri şunlardır.
1. Su kullanma randımanı yüksektir. Sulama suyunun az olduğu yerlerde bu sudan azami yararlanılabilir.
2. Meyilli, arazi şekilleri (topoğrafya) bozuk yerlerde erozyona neden olmadan sulama yapılabilir.
3. Tohum çimlenme zamanında toprağın kaymak bağlaması nedeniyle bitkinin toprak üstüne çıkmama durumunu ortadan kaldırır.
4. İşletme masrafından ve işçilikten tasarruf sağlanır.
5. Toprak derinliği az ve sığ, geçirgen topraklarda en uygun sulama sistemidir.
6. Özellikle denize yakın yerlerde rüzgarla taşınan tuzlu suların bitkilere bıraktığı tuz zerreleri, tozlar ve zararlı haşereler, yağmurlama ile yıkanabilir.
7. Yağmurlama sulama ile kontrollü su verme imkanı olduğundan; taban suyu yüksek, drenaj sorunu olan yerlerde en uygun sulama metodu olmaktadır.
8. Tarla hendeklerine gerek kalmadığından, ekim alanı artmakta ve tarımsal işletmeler kolay yürütülmektedir.
9. Eriyebilir suni gübreler; sulama suyu ile birlikte işçiliğe gerek kalmadan bitkilere verilebilir.
10. Sebze, narenciye bağ ve diğer meyvelikler dondan ve sıcaktan korunabilmektedir.
Bütün bu yararlarının yanında yağmurlama sulama yönteminin:
1. İlk tesis masrafı özellikle sabit sistemlerde çok yüksektir. 2. Su dağılımına rüzgarın olumsuz etkisi vardır.
3. Pompaj için güç gereklidir. Bu da yakıt sarfiyatı ve masraf gerektirir.Yüzey sulama yöntemlerinin ekonomik olmadığı durumlarda, yağmurlama sistemleri yaygın olarak kullanılmaktadır.
YAĞMURLAMA SULAMA YÖNTEMİ İLE TOPRAK NASIL GÜBRELENİR:
Yağmurlama yoluyla yapılan sulamada ticari gübreler sulama suyu ile birlikte bitkilere verilebilir. Bu şekilde gübrelerin sulama suyuyla toprağa aktarılması uygulamada çeşitli kolaylıklar ve avantajlar sağlamaktadır. YAĞMURLAMA SULAMA YÖNTEMİ YERLEŞTİRMEDE NELERE DİKKAT EDİLMELİDİR:
- Ana boru hattı hâkim eğim doğrultusunda yerleştirilmelidir - Yağmurlama lateralleri hakim meyile dik ve imkan nispetinde tesviye eğrilerine paralel doğrultuda olmalıdır. - Rüzgar hızının fazla olduğu yerlerde lateraller hakim rüzgar yönüne dik gelecek biçimde yerleştirilmelidir.
- Çok uzun yağmurlama laterallerinin kullanılmasından kaçınılmalıdır. Laterallerin kısa olması işçiliği azaltır ve eşit su dağılımı sağlar.
- Laterallerin ana hat üzerinde ki hareketi en az iş gücüne ihtiyaç gösterecek biçimde düzenlenmelidir.
- Lateral hareketlerinin kolay ve birlikte çalışan başlık sayılarında ki değişimin az olması için sistem imkan oranında kare veya dikdörtgen şeklinde düzenlenmelidir.
- Sistemin boru büyüklükleri ve tertibi, yıllık masrafları en aza indirecek biçimde olmalıdır.
- İmkanların izin vermesi durumunda, uygun ve ekonomik boru çapları seçimine imkan vereceğinden, pompaj ünitesi alanın ortasına yerleştirilmelidir.
7. Yağmurlama sulama sistemiyle suyun kıt olduğu koşullarda sudan daha çok yararlanılır.
YAĞMURLAMA SULAMA YÖNTEMİNİN İŞLETİLMESİ VE BAKIMINDA DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR NELERDİR:
- Sabit ve yarı sabit sistemlerde, basınç denemesi yapılıp daha sonra boruların üstü kapatılmalıdır.
- Sabit ve yarı sabit sistemlerde borular kışı hafif geçen yörelerde en az 40, ağır geçen yörelerde en az 70 cm. derinliğe gömülmektedir.
- Motor elektrikle çalışıyorsa mutlaka toprak hattı yapılmalıdır.
- Borular taşınırken elektrik tellerine dokunmamasına dikkat edilmelidir.
- Sistemi önce küçük debide çalıştırıp Lateral ve ara borular su ile doldurulmalı, körtapayı çok kısa bir süre açarak boru hattının temizlenmesi sağlanmalıdır.
- Yabancı maddelerin girmemesi ve yağmurlayıcı memelerin tıkanmaması için pompa emme borusuna süzgeç takılmalıdır.
-Laterallerin yer değiştirme zamanı mutlaka belirlenmelidir.
- Yağmurlama dağılımının uygun olması için rüzgar durumuna göre laterallerin konum durumları iyi ayarlanmalıdır. ; - Boruların ve yağmurlama başlıklarının yağlanmasında gres veya benzeri yağlar kullanılmalıdır.
- Sulama işi bittiğinde contalar kurulanarak bir kutuda saklanmalıdır
- Sabit sistemlerde sezon sonunda boruların suyu boşaltılmalıdır.
- Boruların kolay sökülüp takılması için borular birbirine takılırken ek yerleri ve contaları sabunlu bezle silinmelidir.
No posts.
No posts.